(17) باب
تحريم النظر
إلى العورات
17- AVRETLERE BAKMANIN
HARAM OLDUĞU BABI
74 - (338) حدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة.
حدثنا زيد بن
الحباب عن
الضحاك بن
عثمان؛ قال:
أخبرني زيد بن
أسلم عن
عبدالرحمن بن
أبي سعيد
الخدري، عن
أبيه؛ أن رسول
الله صلى الله
عليه وسلم قال: "لا
ينظر الرجل
إلى عورة
الرجل. ولا
المرأة إلى
عورة المرأة.
ولا يفضي
الرجل إلى
الرجل في ثوب
واحد. ولا
تفضي المرأة
إلى المرأة في
الثوب الواحد".
[:-766-:] Bize Ebu Bekr
b. Ebi Şeybe rivayet etti.
(Dediki): Bize zeyd b. Hubab, Dahhak b. Osman'dan naklen
rivayet etti Demiş ki, Bana Zeyd b. Eslem, Abdurrahman b. Ebu Said
el-Hudri'nin babasından rivayet ettiğine göre
Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Erkek erkeğin avretine, kadın
kadın'ın avretine bakamaz. Erkek bir diğer erkek ile aynı elbiseye bürünemez,
kadın da bir başka kadın ile aynı elbiseye bürünemez. "
Diğer tahric: Ebu Davud,
4018; Tirmizi, 2793; İbn Mace, 661; Tuhfetu'l-Eşraf, 4115
(338) وحدثنيه
هارون بن
عبدالله
ومحمد بن
رافع. قالا:
حدثنا ابن أبي
فديك. أخبرنا
الضحاك بن
عثمان، بهذا
الإسناد.
وقالا (مكان
عورة) عرية
الرجل وعرية
المرأة.
[:-767-:] Bana bu hadisi Harun b. Abdillah
ile Muhamıned b. Rafi'de
rivayet ettiler dediler ki bize ibni Ebî Fudeyk rivayet etti. (Dediki): Bize ed-Dahhak b. Osman
bu isnad ile haber verdi. Yine ikisi
"avret" lafzı yerine erkeğin uryeti ve
kadının uryeti tabirlerini kullanmışlardır.
(766 -
767)
NEVEVİ ŞERHİ: "Erkek erkeğin
avretine bakamaz ... "Diğer rivayette de
"erkeğin uryesi ve kadının uryesi"
denilmektedir ki bu son lafzı "irye, urye" ve "ureyye"
olmak üzere üç şekilde zaptetmiş bulunuyoruz. Hepsi
de doğrudur. Dilciler der ki: Urye lafzı çıplak ve
elbisesiz olmak demektir. Ureyye ise onun küçültme
ismidir. Bu babta ravi
olarak ismi geçen Zeyd b. Hubab'ın
babasının adı olan Hubab isminin ha harfi ötreli
okunur.
Bu
Babın İhtiva Ettiği Hükümlere Gelince:
1-
Erkeğin yabancı bir erkeğin avretine bakması, kadının da başka bir kadının
avretine bakması haramdır. Bunda görüş aynlığı
yoktur. Aynı şekilde erkeğin kadının avretine, kadının da erkeğin avretine
bakması icma ile haramdır.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'de erkeğin bir diğer erkeğin avretine
bakmasını sözkonusu ederek erkeğin kadının avretine
bakmasının hükmüne de dikkat çekmiş olmaktadır. Bunun haram olması ise
öncelikle sözkonusudur. Bu haram oluş eşler ve cariye
sahipleri dışındakiler içindir. Eşlerin ise birbirlerinin avretlerinin tamamına
bakmaları mübahtır. Bundan yalnızca fercin kendisi
müstesnadır. Onunla ilgili olarak mezhep alimlerimizin
üç görüşü vardır. Bunların daha sahih olanı her bir eşin diğerinin fercine
ihtiyaç olmaksızın bakmasının mekruh olduğudur ama haram değildir.
İkinci
görüş her ikisi için de haramdır, üçüncü görüşe göre erkek için haram, kadın
için mekruhtur. Kadının fercinin içine bakmak ise daha ağır mekruh ve haramdır.
Efendinin
cariyesi ile ilgili durumuna gelince, eğer onunla ilişki kurmak hak ve
mülkiyetine sahipse o takdirde her ikisinin durumu iki eş gibidir. Şayet kız
kardeşi, halası ve teyzesi olması yahut sütkardeşi yahut zevcesinin annesi,
kızı, oğlunun zevcesi gibi sıhri bir akrabalık
sebebiyle ona haram ise hükmü tıpkı hür olması gibidir. Eğer cariye Mecusi, mürted, putperest, iddet bekleyen
ya da kitabet akdi yapmış birisi ise yabancı bir cariye gibidir.
2-
Erkeğin mahremlerine, onların da ona bakmasına gelince, sahih olan görüş
göbeğin yukarısı ile diz kapağının altının mübah
olduğudur. Ancak iş görürken ve bazı işlerde çalışırken avretin görünen
kısmının helalolacağı da söylenmiştir. Allah en iyi
bilendir.
3-
Akraba olmayan yabancıların avretinin sınırına gelince, erkeğin erkeğe avreti
göbek ile diz kapağı arasıdır. Kadının kadına avreti de bu şekildedir. Göbek
ile diz kapağı hakkında da mezhebimizin (Şafii mezhep alimlerinin)
üç görüşü vardır. Bunların en sahih olanına göre avret olmadıklarıdır. İkinci
görüşe göre her ikisi de avrettir, üçüncü görüşe göre ise göbek avrettir, diz
kapağı değildir.
4-
Erkeğin kadına bakmasına gelince, bedeninin tamamına bakması haramdır. Aynı
şekilde kadının da erkeğin bedeninin tamamına bakması haramdır. Bakışlarının
şehvetle ya da şehvetsiz olması arasında fark yoktur.
Bazı
alimlerimiz şöyle demektedir: Kadının şehvetsiz olarak
erkeğin yüzüne bakması haram değildir fakat bu görüşün hiçbir değeri yoktur.
Aynı şekilde yabancı olmaları halinde cariye ya da hür kadın arasında da bir
fark yoktur.
Erkeğin,
sureti güzel bir tüysüzün yüzüne bakması haramdır. Bakışının şehvetle olup
olmaması ile fitneden emin olması ile korkması arasında da bir fark yoktur.
Muhakkik ilim adamları nezdinde tercih edilen doğru görüş budur. İleri gelen
Şafii fukahası da bunu açıkça ifade etmişlerdir. Yüce
Allah'ın rahmeti onlara olsun.
Delili
ise, böyle birisinin kadın durumunda olmasından dolayıdır. Güzelliği kadının
güzelliğini andırması sebebiyle kadına şehvetle bakıldığı gibi, ona da şehvetle
bakılır. Hatta onların birçoğunun yüzü pek çok kadından da güzelolabilir.
Daha da ileri olmak üzere bunların hakkındaki haramlık bir başka sebep
dolayısıyla öncelikle sözkonusudur. Çünkü onlarla
birtakım kötülükler yapma imkanı, kadına göre daha
ileri derecede sözkonusu olabilmektedir. Allah en iyi
bilendir.
5-
Bütün bu meselelerde bakmanın haram oluşu ile ilgili söylediğimiz bu hükümler,
bakmayı gerektiren bir ihtiyacın bulunmaması halinde sözkonusudur.
Eğer şer'i bakımdan bir ihtiyaç bulunursa -alışveriş, tedavi, şahitlik ve buna
benzer durumlarda olduğu gibi- bakmak caiz olur fakat bu halde de şehvetle
bakmak haramdır çünkü ihtiyaç dolayısıyla bakmak mübahtır,
şehvetle bakmak ise bir ihtiyaç değildir. Mezhep alimlerimiz
der ki: Şehvetle bakmak koca ve efendi dışında herkese haramdır. Hatta bir
kimsenin şehvetle annesine ve kızına bakması dahi haramdır. Allah en iyi
bilendir.
"Erkek
başka bir erkekle aynı elbise içinde bulunmaz." Kadının kadın ile birlikte
tek elbiseye bürünmesinin hükmü de böyledir. Eğer aralarında herhangi bir hail
(denilen bir örtü, bir engel) yoksa buradaki yasak haramlık bildirmektedir.
Buyruk, bir kimsenin bedeninin herhangi bir yerinin başkasının avretine
dokunmasının haram olduğuna delildir. Bu hususta ittifak vardır. Bu ise belva'nın genel bir şekilde yaygınlık gösterdiği ve pek çok
kimsenin önemsemediği hususlardandır. İnsanların hamamlarda bir araya gelmesi
gibi. Hamama giden bir kimsenin gözünü, elini ve vücudunun başka yerlerini
başkalarının avretinden koruması ve kendi avretini de hamamda hizmet görenlerin
(tellak) ve benzerlerinin de gözünden ve elinden korumalıdır.
Bunlardan
herhangi birisini ihlal eden bir kimseyi görecek olursa ona bu münkerden vazgeçmesi gerektiğini de söylemelidir.
İlim
adamları der ki: Söyleyeceği kabul edilmez düşüncesi ile onlara doğruyu
emretmek yükümlülüğü üzerinden kalkmaz. Aksine kendisine ve başkasına bir fitne
geleceğinden korkması hali dışında onlara doğru olanı söylemesi gerekir. Allah
en iyi bilendir.
6-
Bir erkeğin, kimsenin kendisini görmeyeceği bir halde yalnızken avretini
açmasına gelince; eğer bu bir ihtiyaç sebebi ile olursa caizdir, ihtiyaç
olmadan bunu yaparsa mekruh ve haram olduğu hususunda ilim adamlarının görüş ayrıiığı vardır. Bize göre daha sahih olan haram olduğudur.
Bu
meselelerin fıkıh kitaplarında bilinen çeşitli ayrıntıları tamamlayıcı
bilgileri ve kayıtları vardır. Bu kitabımızın buna dair temel bilgilerinin yer
almadığı bir kitap olmaması için bu hususlara burada işaret ettik.